30 Nisan 2014 Çarşamba

Biz burada kalıcıyız - 30 Nisan 2014

Yerel seçimde yabancılara oy hakkı
Almanya örneğinde Uyum Bakanı Aydan Özoğuz’un Yabancılar yaşadıkları yerin yerel yönetimini belirleyen seçimlerde oy hakkı olması gerektiğine ilişkin sözlerine neden tepki gösterildi?

Yabancılar yaşadıkları yerin yerel yönetimini belirleyen seçimlerde oy kullanmalı mı?
Almanya ve Belçika örneklerinde yabancılar ve yerel seçimde oy kullanma hakkı
Belçika’da seçim sistemi
Belçika ve diğer Avrupa ülkeleri arasındaki farklılıklar
Vatandaş olmayan ancak uzun süredir Belçika’da yaşayan yabancıların oy hakkı?
Belçika’da federal seçimler
Yaklaşan Avrupa Parlamentosu Seçimleri


Mustafa Doğanay
Almanya Türk Toplumu Yönetim Kurulu Üyesi

Erdinç Utku
Binfikir Gazetesi Yazarı
Brüksel Bölge Parlamentosu Seçimlerinde Flaman Sosyalist Partisinden aday

Dr. Can Ünver
Göç Araştırmacısı
Program Danışmanı



  30 Nisan 2014 tarihinde gerçekleştirmiş olduğumuz '' Biz Burada Kalıcıyız''programında yine birbirinden  önemli konulara değinildi. Yerel seçimlerde yabancılara oy hakkının konuşulduğu programımıza bu hafta yukarıda isimlerini belirtmiş olduğumuz birbirinden değerli konuklar katıldı. 

   Sohbetin önemli kısımlarını ve detaylarını sizler için derledik;


Mustafa Doğanay (Almanya Türk Toplumu Yönetim Kurulu Üyesi)

'' Almanya'da yaşayan göçmenler yeni değildir. Almanya'da göçmenlerimizin neredeyse bir altmış yıllık tarihi vardır. Doğal olarak bu insanlar burada yaşıyorlar ve kalıcılar. Almanya'da yaşadıklarına, tükettiklerine,çalıştıklarına göre Almanya'daki siyasal yaşamada bir şekilde katılarak müdahil olmak durumundalar. Bana göre muhalefet partilerinin itirazlarının kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur. Herhangi bir şehirde, herhangi bir mahallede 30 yıldan beri orada yaşıyorsunuz ancak yol yapımından tutun, oturduğunuz semtte yapılacak işlerle ilgili bir konuda hiçbir karar verme mekanizmasına sahip değilsiniz ve buna katılamıyorsunuz. Bu durum bana göre insani bir olay değildir. İnsanların  karar verme süreçlerine katılması demek o ülkeyi daha da fazla sahiplenmesi anlamına gelir. Bu durumun Almanya'nın geleceği açısından iyi bir gelişme olacağını düşünüyorum. Öncelikle biz Türk toplumu olarak şunu talep ediyoruz; yapısal birtakım değişikliklere ihtiyacımız var. Biz özellikle Almanya'daki ırkçılık konusunda birtakım şikayetlerde bulunduk. Örneğin; BM'nin ırkçılığa karşı oluşturmuş olduğu komisyona şikayet ettik. Bizim bu konuda şikayetin bir tarafı olabileceğimiz karara bağlandı ve BM, hemen arkasından Almanya'yı uyardı. AB'nin ırkçılıkla ilgili komisyonu hala Almanya'yı eleştiriyor. Ayrımcılığa ve ırkçılığa karşı yasal düzenlemeler gerekiyor. Almanya'da elbette ki birtakım gelişmeler var fakat Almanlar, kendi duruşlarını bu konuda değiştirmek zorundalar. Almanya bir göç ülkesidir diyebilecek bir hale gelmek bizim en az 30 yılımızı almıştır. Birçok yasal düzenleme Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin vermiş olduğu kararlar neticesinde Almanya'nın bu durumu yasal düzenlemelere uyarlanması biçiminde işliyor. Vize konusundan tutun, oturma hukuku konusunda ki birtakım gelişmelere kadar.. Şöyle düşünmek gerekir, göçmen otuz-kırk yıldan beri Almanya'da yaşıyorsa, yaşamının odak noktası ise ve buna rağmen göçmenleri siyasi katılımdan uzak tutarsanız, insanlar Almanyayı sahiplenmekte zorlanacaktır. Böyle yapılarak göçmenler ötekileştirilicektir ama siz bu ülkenin vatandaşısınız, bu ülkenin siyasal süreçlerine katılma hakkınız var dendiği anda Almanya, göçmenleri kazanmış duruma gelecektir.''

   Erdinç Utku (Binfikir Gazetesi Yazarı- 
Brüksel Bölge Parlamentosu Seçimlerinde Flaman Sosyalist Partisinden aday)

 '' Belçika'da Avrupalı olmayan yabancı kökenlilerin yerel seçimlerde oy kullanma hakkı bulunmaktadır. Ancak her ne kadar hak verilse de oy kullanmak için belediyelere gidip kayıt yaptırmak gerekiyor. Ne yazık ki yabancı kökenlilerin çoğu belediyeye gidip kayıt yaptırmak zahmetine katlanmamaktadır. Türklerin yoğun olarak yaşadığı belediyelerde katılımın oranı daha fazlaydı ancak; genel olarak rakam %10 ile %13 arasında değişmektedir. Bu konu hakkında çalışmaların sürdürülmesi ve konunun öneminin vurgulanması gerektiğini düşünüyorum. Bu anlamda Belçika diğer komşu ülkelere göre daha avantajlı durumdadır. Belçika'da 25 Mayıs 2014 tarihinde seçimler yapılacaktır ve tüm Avrupa'da 22-25 Mayıs aralığında Avrupa Parlamentosu seçimleri yapılmaktadır. Avrupa Parlamentosuna Belçika'dan yirmi bir adet temsilci katılacaktır. 25 Mayıs tarihinde yapılacak seçimlerde tüm Belçika'yı yönetecek olan Federal Meclis seçilecektir. Daha önce Senato seçimleri de Federal seçimle yapılıyordu ancak son yapılan reformlarda artık senatonun direk senatörlerin seçilmesi kaldırıldı bu sebepten dolayı atanacaklar. Dolayısıyla Federal anlamda 25 Mayıs 2014 tarihinin önemi yüz elli tane temsilcinin seçilecek olmasıdır. Bu konuda Türkler iyi bir konumdadır. Sosyalist Partiden Emir Kır ikinci sırada ve seçilmesi kesin gözle bakılıyor.Yeşiller partisinde ise Meral Almacı aynı şekilde önemli bir konumda bulunmaktadır. Bunun gibi daha birçok isim bulunmaktadır. Federal seçim ve diğer seçimler Belçika'daki hayatımız için önemli fakat Belçika gibi AB ülkelerinin çoğu politikalarını Avrupa düzeyinde belirleniyor. Şu anda Avrupa'nın değer yargıları bulunmaktadır. Ayrımcı olmamak, adil olmak, hukuk ve adalet çerçevesinde olmak,ırkçılığı en aza indirmek gibi politikalar izlenmelidir. ''

  
      
      Dr. Can Ünver (Göç Araştırmacısı- Program Danışmanı)

    '' Özellikle bu kadar geniş bir göçmen kitlesini topraklarında barındıran Almanya'nın bana göre farklı bir politika izlemesi gerekiyordu. Bunu maalesef bir türlü başaramıyorlar. Bu aynı zamanda Alman demokrasisi açısından düşünüldüğünde de büyük bir eksikliktir. Almanya, son yıllarda Birçok eksikliği,noksanlığı ortadan kaldırmaya çalışıyor o konuda gelişmeler olmaktadır fakat bu birçok sorunu halledebilecek bir durum. İnsanlara sorumluluk vereceksiniz, seçmen olmak demek sorumluluk üstlenmek demektir. Bu durum mücadeleyle ve olumlu zihin kaymasıyla gerçekleşebilir. Bu konuda Türk örgütlerine görev düşmektedir. Almanya 2005 yılına kadar göçmen ülkesi değilim tartışmasını sürdürdü. 2006 yılında çıkan ayrımcılığa karşı yasanın isminden dahi rahatsız oldular. Almanya'nın birtakım üzerinden atamadığı manevi yükü var. Bunların tümü ileride ortadan kalkar ve çok farklı ve daha güzel bir Almanya'ya uyanmış oluruz. Çünkü bu hakikaten Almanya içinde, Alman ve Türk toplumu için de son derece avantajlıdır.  Bu durum için  Alman hükümetin kalıcı önlemleri önemlidir.''



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder