25 Haziran 2014 Çarşamba

Biz burada kalıcıyız - 25 Haziran 2014

Almanya'da çifte vatandaşlığa ilişkin yasa tasarısı Birlik hukukuna aykırı

Potsdam Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Andreas Zimmermann, Almanya'da yabancı kökenlilere çifte vatandaşlık hakkı verilmesini öngören yasa tasarısının, anayasanın eşitlik ilkesi açısından çelişkili ve Avrupa Birliği (AB) hukukuna aykırı olduğunu söyledi.
Yasa tasarısıyla ilgili olarak Almanya Türk Toplumu’nun görüşleri
Almanya Türk Toplumu çatı örgütü olarak çifte vatandaşlık konusunda ne gibi çalışmalar yapıyor?
İktidar ortaklarının Çifte vatandaşlık politikası
Çifte vatandaşlık uygulamasında hukuki sorunlar
Almanya Türk toplumu açısından çifte vatandaşlıkla ilgili acil sorunlar
Almanya Türk toplumunun Almanya’nın kalıcı yurttaşları olması için izlenmesi gereken politikalar

Safter Çınar
Almanya Türk Toplumu Eş Başkanı

Avukat Memet Kılıç
Eski Birlik 90/Yeşiller Partisi Federal Milletvekili, 
Göç Politikaları Sözcüsü 

Dr. Can Ünver
Göç Araştırmacısı
Program Danışmanı

Süre: 50'53"

Yayından:

Safter Çınar

“2000 yılında Almanya’da bir yasa değişikliği oldu. Almanya topraklarında doğan ve anne babası Alman vatandaşı olmayan çocuklar belli koşulları anne baba yerine getiriyorsa aynı zamanda Alman vatandaşı olarak doğuyordu. Yani anne ve babanın T.C. vatandaşı olduğunu düşünelim, bu çocuk Türk ve Alman vatandaşı olarak doğuyor; ancak şu anda yürürlükte olan yasaya göre 18 ila 22 yaş arasında bu iki vatandaşlıktan bir tanesini seçmek zorunda. Eğer Alman vatandaşlığını seçmeyi ifade ediyorsa T.C. vatandaşlığından çıktığına dair belge getirecek. Eğer T.C. vatandaşlığını tercih ettiğini beyan ediyorsa Alman vatandaşlığı düşmüş oluyor. Eğer kişi hiçbir beyanda bulunmazsa yani Alman Bakanlığı kişinin iradesinin ne olduğunu bilmiyorsa otomatik olarak Alman vatandaşlığı düşmüş oluyor. Şu ana kadar olan yasa bu şekilde. Hükümetin getirdiği taslak diyor ki bu durumdaki bir çocuk aşağıdaki üç şarttan birini yerine getiriyorsa çifte vatandaşlığı devam ettirebilir. Bu üç şart alternatif yani üçünden bir tanesi olacak. Bir: Sekiz yıl Almanya’da oturmuş olmak. İki: Altı yıl Almanya’da okula gitmiş olmak. Üç: Almanya’da bir okul veya meslek diploması almış olmak. Bu şartlardan birini yerine getiriyorsa seçim zorululuğu ortadan kalkıyor, yaşam boyu çifte vatandaş kalıyor.

Biz baştan beri bu opsiyon olayını yanlış buluyorduk. Böyle bir şeyi de başka hiçbir ülkede bilmiyorum. Biz Almanya’da doğan için de vatandaşlığa geçen için de çifte vatandaşlığı savunuyoruz.

Bu yasa taslağı eskisine göre tabii ileriye bir adım. Fakat gene doğumla çifte vatandaş olanları gruplara ayırıyor. “Sen okul bitirmişsin sen iyi çifte vatandaşsın sen kal. Sen okul bitirememişsin çifte vatandaş olamazsın.” Biz bu ayrımcılığa karşıyız.

Almanya’da Hıristiyan Demokratlar ile Sosyal Demokratların koalisyon görüşmeleri sürerken Alman Sosyal Demokrat Başkanı (şimdi de Başbakan vekili) Gabriel dedi ki opsiyon modelinin kalkması bizim kırmızı çizgimizdir. Böyle kesin bir söz verilmesiydi belki eleştirimiz daha yumuşak olurdu. Madem öyle bir söz veriyorsunuz o zaman tutacaksınız.

Her ülkenin koşulları farklı. Bazı ülkelerden gelenler o üllkenin vatandaşlığını kaybederse önemli zarara uğruyor. Türkiye için böyle bir şey söz konusu değil. Mavi kartı aldığı zaman seçme seçilme hakkı dışında bütün hakları kullanabiliyor. Yani T.C. vatandaşlarının maddi bir kaybı yok. Ama insanlar psikolojik ve duygusal olarak öbür vatandaşlığı da taşımak istiyorlar. Bu da çok haklı bir istem.

Almanya’daki tartışma tamamen ideolojik ve Avrupa merkezli çünkü getirilen değişiklikte Avrupa Birliği ülkesinin bir vatandaşı hiçbir koşulu yerine getirmek zorunda değil. Yani bu seçme zorunluluğu ya da belli şartlarda seçme zorunluluğuna girmemek Avrupa Birliği dışından gelenlere uygulanıyor. Bu da ayrı bir ayrımcılık.

Avrupa’daki ülkelerden on iki tanesi Avrupa Birliği dışındaki vatandaşların da çifte vatandaşlığını tanıyor.

Zimmermann verdiği raporda Avrupa hukukuna aykırılığı da söylüyor. Çocuk diyelim ki anne babası Türk, Almanya’da doğduğu için Türk ve Alman vatandaşı olarak doğdu yani Alman vatandaşlığı dolayısıyla Avrupa Birliği vatandaşı. Bu durumda anne babanın çocukla birlikte başka bir Avrupa ülkesine gidip yaşama hakkı var. Zimmermann diyor ki bu çocuğun Alman vatandaşlığını elinden aldığınız an Avrupa’dan doğan hakları ölmüş oluyor. Bu Avrupa hukukuna aykırı diyor.

Almanya’da şöyle bir yaklaşım var: Vatandaşlık uyum sürecinin taçlandırılmasıdır. Halbuki ABD, Kanada, Avustralya gibi bu konuya daha çağdaş bakan ülkeler diyorlar ki vatandaşlık mümkün mertebe çabuk ve kolay verilmelidir ki kişi bu yeni geldiği toplumda kendini kabul edilmiş hissetsin ve topluma daha çabuk, daha iyi adapte olsun.”

Avukat Memet Kılıç

“Opsiyon modeli getirildiği tarihte ciddi bir devrimdi; çünkü biz o dönemlerde hapishanelerde işlediği suçlardan dolayı sınır dışı edilmek üzere olan genç çocukları ziyaret ediyorduk. Ama Yeşiller ve Sosyal Demokratlardan oluşan bir koalisyon o dönemde belli koşullar altında anne babaları yabancı olsa dahi çocukların doğumla Alman vatandaşlığını kazanmalarını öngören bir yasa tasarısı getirdi. Zamanında bunu kalıcı kılmak istedi koalisyon; ama muhalefet direndiği için Liberallerin yardımıyla ve onların koşullarıyla bunun geçişine izin verildi ve dendi ki 23 yaşına kadar bu çocuklar bir karar vermek zorundalar, aksi takdirde Alman vatandaşlığını kaybediyorlar. Bu kayıp bir adaletsizlik getiriyor çünkü 31 Ağustos 2007 tarihinden bu yana Avrupa Birliği üyesi olan aynı koşullardaki çocuklar bu seçime maruz kalmıyorlar. Ömür boyu çifte vatandaş olarak kalabilecekler.

Bu yasal düzenlemenin bir eksik yanı da geçmişe yönelik, geçmişte vatandaşlığını kaybetmiş gençleri tekrar kazanmak için bir düzenlemesi yoktur. Ayrıca seçme mecburiyeti karşısında kalıp da Alman vatandaşlığını seçmiş olanlara sonradan opsiyonla tekrar anne babanın da vatandaşlığına dönme gibi bir hak da tanımıyor bu düzenleme. Yasa tasarısı maalesef biraz eksik kalıyor.

Almanya Türk toplumunun Almanya’nın kalıcı yurttaşları olması için hukuksal entegrasyon veya siyasal entegrasyon dediğimiz vatandaşlık bağının kurulması, insanların yaşadığı ülkenin vatandaşlığını almasının büyük yararı vardır. İkinci aşama ise eğitimdir. İyi bir eğitim almak ekonomik entegrasyonun da önünü açmaktadır.

Derleyen: Zeynep Gözde Kozlu




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder