23 Temmuz 2014 Çarşamba

Biz burada kalıcıyız - 23 Temmuz 2014

Geçmişten günümüze Avrupa dışındaki ülkelere Türk işgücü göçü


Özellikle Ortadoğu, Rusya ve Türk Cumhuriyetlerinde yoğunlaşan geçici işgücü göçünün Avrupa'ya işgücü göçünden farklılıkları.
İşgücü göçü nasıl başladı?
Göçün başladığı dönemde Türkiye’de kent ve kırsal yapı
Göçü özendiren faktörler
Süreç nasıl gelişti?
Göç alan ülkeler ile Dönemin Türkiye’si arasındaki farklılıklar
Göç alan ülkeler arasındaki farklılıklar
Göç sürecinde en önemli ihtiyaçlar ve sıkıntılar nelerdi?
Bugünkü durum nedir?
Bugünkü sıkıntılar ve gelişimin yönü?

Fuat Boztepe
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
Yurtdışı İşçi Hizmetleri Uzmanı

Dr. Can Ünver
Göç Araştırmacısı
Program Danışmanı

    Süre: 50'15"



Yayından:
Fuat Boztepe:
“1973 yılında bir petrol krizi var. O dönemde birdenbire Ortadoğu ülkeleri yani toprağın altında petrolü olan ülkeler zenginleşmeye başlıyorlar; ama Avrupa kısa bir dönem de olsa bir ekonomik buhran geçiriyor ve yabancı işgücü alımını durduruyorlar. Bu işgücü alımı Avrupa’da duruyor ama diğer ülkelere gidişler başlıyor. Yalnız Avrupa’ya Avrupa’daki işverenlerin yanına çalışmaya gidilirken Ortadoğu ülkelerinde bizim Türk müteahhitler o ülkelerin kalkınmasında ihale başlıyorlar. Öncelikle inşaat sektöründe ihale alınmaya başlanıyor; yollar, köprüler, binalar, hastaneler, spor salonları yapılıyor. 70’li yılların başından itibaren önce Libya ile başlayan, sonra Körfez ülkelerine doğru bir akım başlıyor ve müteahhitlerimiz, inşaat şirketlerimiz ve işçilerimiz o ülkelere gitmeye başlıyorlar.
Bir bütün olarak, ihale alarak gidiliyor. Bu tür işgücü göçüne aileler katılmıyor. Avrupa’daki işgücü göçüne eşler ve çocuklar da katıldılar ve o ülkelerde kalıcı oldular. Oysa bu işgücü göçü kısa dönem, gidip çalışılıp dönülüyor.
Çalışma koşulları hatta insanların kabul edilmesi açısından Avustralya, Kanada, ABD gibi ülkelerde koşullar Avrupa’dan belki daha da iyiydi. Avustralya elinde mesleği olan insanlara öncelik tanıyordu. Duvarcı ustası, elektrikçi, terzi, berber gibi elinde zanaatı olan insanları seçerek alıyorlardı. Bugün tipik göçmen ülkesi dediğimiz ABD, Avustralya, Kanada’nın yaptığı uygulamaları Avrupa henüz 2000’lerin ortasından itibaren yapmaya başladı. 
1972’den 2014’e kadarki süreçte Türk müteahhitlik firmalarının yurtdışında aldıkları ihaleler, Libya’dan başlayarak Türk Cumhuriyetleri ve Rusya Federasyonu dâhil, 284 milyar dolarlık ihalelerdir. Çok büyük bir rakam ve dünyada şu anda bizim yurtdışı müteahhitlik firmalarımız sadece Çinlilerle rakip; diğer ülkeler rakibi bile değil bizim firmalarımızın.
Türkiye, iş hukuku ve özellikle sosyal sigortacılık açısından şu anda Avrupa ülkelerinden daha fazla imkânlar sağlayan bir ülke konumunda. Batı Avrupa nüfusunun yaşlanmasının da getirdiği, emekli sayısının artmasının da getirdiği bir davranış şekli geliştiriyor ve sosyal hakları kısıtlamaya başladılar. Ortadoğu ülkelerinde bunlar baştan zaten yok. Türkiye onlarla karşılaştırıldığında çok iyi konumda.
Ortadoğu şu anda, herkesin medyadan izleyebildiği kadarıyla, vatandaşlarımız açısından çok cazip değil. O nedenle de şu anda daha çok Rusya Federasyonu, Türkmenistan, Kazakistan, Azerbaycan gibi ülkeler, alınan ihalelerle vatandaşlarımızın işgücü göçü bakımından yöneldikleri ülkelerdir.
Yurtdışında şu anda (yuvarlak rakamlarla söylüyorum) 6 milyon Türk var. Bu küçümsenecek bir rakam değil. Bir başka olay, şu an Türkiye’de yurtdışında çalışıp geri dönen toplamda 4 milyon insanımız var.  Bu demografik yapıyı etkilediği gibi sosyal yapıyı da etkiliyor.”

Dr. Can Ünver
“Avustralya, ABD, Kanada ve İngiltere’den söz edersek, bu ülkelere de Türkiye’den göç oldu ama bu işgücü göçü şeklinde düşünülemeyecek bir göç hareketiydi. ABD ve Kanada, İkinci Dünya Savaşından sonra okuma ya da meslek icrası amacıyla gidilen ülkeler olmuştur.  Avustralya bir anlaşma çerçevesinde olmuştur, Avustralya’nın kendi yasası kendi konumu itibariyle göçmen kabul etmesi nedeniyle oraya gidenler geçici olmaktan ziyade daha başlangıçtan orada kalıcı olmayı içlerine sindirerek giden insanlar. İngiltere Türkiye’den hiçbir zaman resmen işçi almadı. Fakat misafir işçilik sistemini ilk getiren İngiltere’dir aslında.”
Derleyen: Zeynep Gözde Kozlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder