Misafir İşçilikten Etnik Azınlığa: Belçika Türk toplumu - 2
Belçika Türk toplumunun siyasi katılımı
2014 yılı için gündem
Belçika'da yerel yönetimlerin önemi
Emir KIR
Saint Josse Belediye Başkanı
Doç. Dr. Murat Erdoğan
Hacettepe Üniversitesi
Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi Müdürü
Dr. Can Ünver
Göç Araştırmacısı
Program Danışmanı
Program Danışmanı
Yayından:
Emir Kır: “Belçikalı
olsaydım burada olamazdım”
“Sonuç itibariyle bu ülkenin Belçika vatandaşlığını almış olarak herkese
eşit mesafede yaklaşmak gerekmektedir. 50. yılı kutladığımız bir dönemdeyiz.
Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan, 50. yıl etkinliklerinin açılışını yapıyor bizlerle beraber.
Belçika'da Türkler 50. yılını kutluyor. Bu da Belçikalıların çok hoşgörülü bir
toplum olduğunu ortaya koyuyor.
Yabancı uyruklu olduğumuz için ayrımcılıktan uzak olmamız
gerekmektedir, bir Belçika vatandaşını
diğerinden ayırt etmememiz gerekmektedir. Bizim bu konuda samimi olduğumuzu
görenler bize güvendi. Bu sayede bizim de halkın ve partinin içinde belirli bir
mesuliyetimiz oldu. Göçmen kökenli olmamız yabancıları daha iyi anlama fırsatını
getiriyor. Köprü rolünü üstlenmiş oluyoruz burada. Her iki tarafı da çok iyi
anlama bağlamında zenginlik kattığımızı düşünüyorum.
Irkçılık, yabancı düşmanlığı buralarda da zaman zaman oluyor ama
çoğunluk bu farklılığı zenginlik olarak görüyor. Bu kolay değil. Farklı
insanları bir arada yaşatmak gerçekten
kolay olmuyor. Çoğu insan iyi niyetli olduğu için güzel şeyler oluyor. Bizim bu
konuda ekstra getirimiz oluyor; diğerlerine bakarak biraz daha fazla empati
kurabiliyoruz.
20 Yıl önce bakan olacağım söylenseydi, gülerdim. Avrupa'da ilk Türk
asıllı bakan olmak model olma, sembol olma bağlamında minimum hata yaparak,
insanları etrafımızda toplayarak doğru işler yapmaya çalışıyoruz. Belçikalı
olsaydım burada olamazdım. Benim burada olmama yardımcı olanlar hoşgörülü
Belçikalılar ve buradaki göçmen Türklerdir.
Bizim görmek istediğimiz bize benzeyen bir insan sloganı insanların
kendilerine benzeyen insanlar görmek istediklerini gösteriyor. Çünkü
çocuklarının özgüveninin gelmesi için buna ihtiyaçları vardı. Bu bağlamda bizim
kökenimizin artı katkısı oldu. Avrupa parlamentosu seçimlerine katılma
konusunda henüz bir karar alınmadı. Avrupa değil federal yani ulusal seçimlere
ve ya bölge seçimlerine katılma söz konusu ancak henüz karar alınmadı. Bizim
için önemli olan hizmet edebilmek.
Görev bizim için önemlidir.
Sosyal ağlardaki hakaretlere alıştık, gerekli olduğu zaman
şikayetlerimizi dile getiriyoruz. Hizmetin esas olduğu düşüncesine katılıyorum.
Samimi olup ciddi işler yaparsanız ciddi karşılıklar alırsınız. İlk seçimlerden
beri bana "Size sadece Türkler oy veriyor" diyenler oluyor halbuki
her türlü insanlar bize oy veriyor. Bunu her zaman sizi bir köşede tutmak için
diyorlar. Seçmenler nerede olursa olsunlar cahil değiller, kendi kriterlerine öre
oy verebiliyorlar.”
Can Ünver:
“Belçika’nın diğer Avrupa ülkelerinden farklı olduğu kanaatinde değilim ama biraz daha liberal bir politika izliyolar. Diğer ülkelerde olan ırkçılık, yabancı düşmanlığı, istihdam, eğitim gibi sorunlar orada da var. Ancak Belçika yerel bazda vatandaş olmayanların bile 2006’da çıkarılmış bir yasayla oy kullanmasını mümkün kılan bir ülke. Bu konuda biraz daha liberal olduğu görülüyor. Özellikle Almanya’da olmak üzere birçok ülkede öteden beri talep edilen vatandaş olmayan yabancıların hiç değilse yerel seçimlerde aktif ya da pasif yer almaları gibi bir imkanın olmadığını biliyoruz. Ayrıca Belçika, Türkler açısından bir ilkler ülkesi. Mesela ilerleyen dakikalarda bizimle birlikte olacak Emir Bey, Avrupa’daki ilk Türk bakan ve ilk Türk belediye başkanı. Özellikle yerel yönetimlerde etkili olmak demek doğrudan halkla ilişki içinde olmak demek. Yani soyut bir bakanlık müessesesinin ötesinde bir hadise. Dolayısıyla doğrudan insanlarla ilişkisi var. Dolayısıyla daha faydalı olabilir. Bu bakımdan çok önemli. Bir de Belçika’nın bir özelliği daha var; Afyon Emirdağ ilçesi olduğu gibi taşınmış Belçika’ya. Yoğun bir şekilde bir arada yaşıyorlar. Entegrasyon açısından diğer ülkelerle mukayese etmek gerekirse pek fark yokmuş gibi. Genel atmosferden kaynaklanan bir enteresanlık var; geçen yerel seçimlerde orada Türklere karşı olduğunu deklare eden bir parti olan ırkçı Flaman partisinden Türk seçildi. “
Murat Erdoğan:
“Avrupa’daki vatandaşlarımızın yaşadığı ülkelere baktığımızda hemen hemen aynı şeyleri görüyoruz. Eskiden Hollanda model olan bir ülkeydi. Hollanda her şeyin liberal olduğu ve yabancılara kucak açan bir ülke olarak bilinirdi. Bu eğilim son 10 yılda inanılmaz değişti. Belçika’da 200.000 Türk kökenli insanın yaşadığını biliyoruz. Diğer Avrupa ülkelerine göre büyük çoğunluğu Belçika vatandaşlığına geçmiş durumda. Belçika’nın iç içe geçmiş siyasi yapısı da buna olanak sağlıyor. Lokasyon olarak Can Hocamızın da söylediği gibi Emirdağlılar, dünyanın araştırdığı özel bir durum orada. Bizim sıradan vatandaşlarımızın siyasete olan merakı yüksek. Bizde sendikacılık algı olarak kötü bir şeydir ama oraya gidince haksızlığa karşı birlikte olunca bu haksızlığı dile getirebileceğini fark edebiliyor insanlar. Bu sayede belirli sivil toplum örgütleri gelişmeye başlıyor ve bu siyasete ve toplumsal hayata katılımı arttırıyor.”
Celil Gündoğdu:
“Belçika'da 120.000 resmi 150.000 gayri resmi Türk toplumu yaşamakta. Buradaki toplum Avrupa'daki Türk toplumları arasında en iyi şekilde organize olmuş bir toplum. Kültürel ve sosyal faaliyetler çok hızlı bir şekilde gelişiyor. Sivil toplum örgütleri çok iyi bir şekilde aktif durumdadır burada. Yerel yönetim bağlamında çok iyi gelişmeler var. “
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder